Tekrar aday gösterilmeyen Tunç Soyer’den ilk açıklama: Adil değil
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, belediyeye yeniden aday gösterilmemesinin ardından açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Soyer, CHP Genel Merkezi’ni eleştirdi.
Soyer, Merkez Yönetim Kurulu toplantısından 5 dakika önce aday gösterilmeyeceğinin kendisine bildirildiğini belirterek, “Ben bunu en hafif tabirle siyasi nezaketsizlik olarak görüyorum. Ancak bu nezaketsizlikten daha kötü olanın eksiklikler olduğunu düşünüyorum. ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday seçim süreçlerindeki hataları, öncelikle Genel Merkez tarafından kapalı kapılar ardında yapılmıştır.” “Yapılan çalışmalar, yapıldığı söylenen memnuniyet araştırmaları, bunların sayısı, yöntemi ve sonuçları usulen esas itibarıyla adaletsiz değil” dedi.
Soyer’in açıklaması şöyle:
“Sevgili İzmirliler, önce Seferihisar’da, sonra İzmir’de titizlikle çalıştım ve bu süre zarfında Türkiye’ye örnek olacak birçok uygulamaya imza attım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin mensupları olacak temiz ve başarılı işler yapmaya çalıştım. Gurur duyuyorum ve saygıyla anılacağım. Koltuk sevgisi değil, sadece vatan sevgisini taşıdım. Mustafa Kemal Atatürk’ün iznini hiç bırakmadım. Çok şükür başım dik, alnım açık, vicdanım rahat. 35 yıl boyunca Cumhuriyet Halk Partisi’nin neferi olmaktan gurur duyduğum Büyükşehir Belediye Başkanlığımın ilk döneminin sonunda yeni bir dönem için aday olmayacağımı açıklamıştım. En hafif tabirle, Merkez Yönetim Kurulu toplantısından 5 dakika önce bana bildirilmiş olması siyasi nezaketsizliktir. Ancak bu nezaketsizlikten daha kötü olanın Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday seçim süreçlerindeki eksiklikler ve aksaklıklar olduğunu düşünüyorum. Öncelikle Genel Merkezin kapalı kapılar ardında yürüttüğü söylenen çalışmalar var. Memnuniyet anketleri, sayıları, formülleri ve sonuçları usul açısından ve esas itibariyle adaletsiz değildir. Adaylık süreçlerinde tüm belediye başkanlarına aynı objektif kriterlerin uygulanması gerekirken maalesef durum böyle olmadı. Ayrıca örgütün sesine kulak verildiğine, taban ve sivil toplum kuruluşlarının tercihlerinin dikkate alındığına dair bir işaret de yok. Talebe rağmen ön seçim yapılamadı ve süreç İzmir halkıyla şeffaf bir şekilde paylaşılmadı. Bütün bunların yapılmaması, sadece siyasi ödül ve cezaların kullanılması endişe vericidir. Tüm süreç değerlendirildiğinde adayların açıklanmasının geciktirilmesi İzmir halkına saygısızlıktır. Tüm bu eleştirilere rağmen adaylıkları açıklanan tüm büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarımızı tebrik ediyor, üstün başarılar diliyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm büyükşehirler arasında bütçesinden en fazla yatırım payı ayıran belediye olmasından gurur duyuyorum. Bunu yapmamızı mümkün kılan uluslararası bağlantılarımızdan kısaca bahsetmek istiyorum. Seferihisar Belediye Başkanı olarak görev yaptığım dönemde başlattığım uluslararası ilişkiler, önce sakin şehir uygulamalarının Türkiye’ye yayılmasını sağladı ve son olarak üç ay önce Avrupa Bölgeler Konseyi Başkanı olarak atanmamla sonuçlandı. 46 ülkeden 130 bin yerel yönetimin üye olduğu parlamentonun bu başkanlık koltuğu, Türkiye’nin ve partimizin Avrupa Konseyi’ndeki en yüksek makamıdır ve benim görevimin sona ermesi nedeniyle bu koltuk da kaybedilecek. iki ay sonra belediye başkanı 21 Haziran tarihli “Yeni Siyasi Belge İzmir Pozisyon” metninde de belirttiğim gibi, son genel seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaşayacağı değişimin sosyal demokrat ve sol değerler üzerinden yapılması gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. . Otoriter ve popülist siyasi iklimin değiştirilmesi; Bu da bu maliyetlerin üzerinde oluşacak ittifakların genişletilmesi ve toplumsal muhalefetin bu köklerden beslenerek büyütülmesiyle mümkün olacaktır. Ülkemizin rotasını aydınlık bir geleceğe çevirmek için bu kaçınılmazdır. Ekonomik ve siyasi krizler, iklim krizleri, savaşlar ve yoksulluk gibi insanlığın yaşadığı tüm küresel krizlerin panzehirinin çağdaş ve demokratik ilkelerde yattığını biliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi, kurumsal değer ve ilkelerine bağlı kalacağım ve sadece aday seçim süreçlerinde değil, parti politikalarının oluşumunda da demokrasinin somutlaştırılması için çaba göstermeye devam edeceğim. Hizmet etmekten onur duyduğum İzmirlilerin hiçbirinin cesaretinin kırılmasına, üzülmesine gerek yok. Demokrasinin kalesi olan ve Türkiye’deki en iyi uygulamaları gösteren İzmir’de bu büyük mirası daha ileriye taşımak için son nefesime kadar çalışmaya devam edeceğim. Kesinlikle başaracağız.”
(HABER MERKEZİ)